Euro Amerikan dolarından sonra dünyada en çok rezerve sahip, ikinci para birimidir. 1999 yılında imzalan anlaşma gereğince Euro, Avrupa Birliğinin yeni para birimi olarak piyasalara güçlü bir giriş yapmıştır. Euro ve tarihçesi AB ve ortak para birimi çerçevesinde değerlendirilmektedir. 2002 yılında kullanılmaya başlanan Euro, son derece büyük bir rezerv potansiyeline sahiptir. Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler geleceklerini temin edebilmek için ortak para birimi kullanmak için Euro para birimini tercih ederek, ticari ilişkilerini daha kolay hale getirmişlerdir. Her ne kadar Euro 2002 yılında kullanılmaya başlansa da gerçek anlamda paranın temelleri Avrupa Konseyinde atılmıştır. Yeni bir Avrupa Para Sisteminin kurulmasına zemin hazırlayan bu sistem için İngiltere yer almaz. İngiltere’nin bu para birimini tercih etmeme nedeni çok sayıda neden bağlansa da gerçek manadaki tek neden Stalin’in dünya Pazar piyasasında hala etkin bir güce sahip olmasından kaynaklanır.
Euro’nun dünya ekonomi sistemi içinde güçlü bir çıkış yakalaması 17 Kasım 1997 ECOFIN(Üye devletlerin ekonomi ve maliye bakanlarının katılımı ile oluşan konsey) toplantısında belirtilmiştir. Euro banknot ve madeni paraların 1 Ocak 2002 yılında fiilen tedavüle sokulması kararlaştırılarak tek para birimi kullanılmaya başlanmıştır. Euro konseyi kurularak Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerin artık tek para birimi kullanmak zorunda olduklarını gösteren maddeler yasa çerçevede kesinleşmiştir.
Euro’nun ortak para birimi olarak kullanılmasının yasal çerçevesi Maastricht anlaşması ile çizilmiştir. 1998 yılında Brüksel’de toplanan AB ülkeleri hangi üyenin bu para birimini kullanacağı ve sabit kur oranlarının ne kadar olacağı kararlaştırılmıştır. Ülkelerin para birimleri ve sabit kur piyasası karşılıklı olarak kıyaslanarak antlaşma gereğince belirli kriterlere uyum sağlayanların Euro kullanıma geçeceğine karar verilmiştir. Euro kullanmaya başlayan ülkeler şunlardır: Almanya, Belçika, Avusturya, Hollanda, Fransa, İrlanda, İspanya, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Finlandiya. 1998 yılından itibaren artık Euro, Avrupa Birliğinin resmi para birimi olarak kullanılmaya başlamıştır.
Maastricht antlaşması Euro’nun değer kazanması AB’ne üye olan ülkelerin ekonomik gücüyle doğrudan ilişkilidir. Antlaşma ile birlikte AB ‘ye üye olan ülkeler birbirine doğrudan destek vererek, ekonomik ve siyasi oluşum bakımından karşılılık esasına göre hareket edecektir. Geçtiğimiz yıllarda Yunanistan zor bir süreçten geçmiş, AB ‘ye üye olan ülkeler bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Sanayi bakımından oldukça gelişmiş bir finansal yapıya sahip olan Almanya, Yunanistan’a destek vererek Euro’nun daha çok değer kazanmasını sağlamıştır. AB’ne üye olan ülkeler siyasi, ekonomik, soysal ve politik olmak üzere her bakımdan birbirlerine bağlı oldukları için çok küçük bir aksi durumda bile bütün ülkeler için sorun teşkil eden bir durum meydana gelmekte farklı sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu sebepler çoğu AB’ye üye olan ülkesinin gelir durumu birbirine eşit olmak durumundadır.
AB’ye üye olmadan Euro kullanan ülkeler Andorra, Monako, San Marino, Vatikan’dır. Bu ülkeler belirli anlaşma esasları gereğince Euro para birimini kullanmıştır. Karadağ, Zimbabve gibi ülkeler de AB ile herhangi bir anlaşma imzalamamasına karşın Euro’yu kullanmaktadır.
Euro fiyatlarının belirlendiği en önemli ölçüt cari açık konusudur. Ülkelerin döviz kurlarının seyri o ülkenin döviz miktarına bağlı olarak değişmektedir. Bir ülkede yeterli kadar dolar yoksa, şirket ya da vatandaşların ihtiyaç duyduğu oranda Euro ya da dolar rezervi yapılamıyorsa o ülkenin cari açığı var demektir. Euro ve tarihçesi sürecinde cari açık düzeyinin seyri çok önemlidir. Cari açık olduğu sürece hem Euro hem de dolar fiyatları yükselişe geçecektir. İç piyasada döviz ihtiyacı karşılanmıyorsa döviz değer kazanacak, kur piyasalarının fiyatılar genel seviyesi de o ölçüde artış gösterecektir.
Döviz piyasasında Euro’nun değeri sadece arz ve talebe göre değişmez. Siyasi olay, para ve maliye politikası uygulamaları Euro’nun değerinde ciddi değişimlere neden olur. Özellikle ülkede yaşanan siyasi gerilim ve olaylar borsanın eksi değer görecek şekilde olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olmaktadır. Bu işlemler döviz kur dengesinin ve fiyatlarının artış göstermesine neden olarak piyasaların dengesini değiştirmektedir.
Ayrıca İngiliz Sterlini bilgilerine de bakabilirsiniz.
Euro banknotlarında ulusal simge yoktur. Euro dünya finans piyasalarında geçerli bir para birimi olmasıyla 15 milyar civarı banknot ve 50 miyardan fazla madeni parayı aktif finans piyasasına sürmüştür. Euro para rezerviyle tüm dünyada döviz olarak tercih edilen önemli para birimleri arasında gösterilmektedir. Euro’nun değeri piyasa koşullarında kur değerlerinin uğradığı kayıplar neticesinde fiyat artışlarına neden olarak sürekli olarak inişli çıkışlı bir seyir göstermektedir. Avrupalılar tarafından hoş karşılanmayan bu durum, Almanca ’da pahalı anlamına gelen Tuer kelimesine atıf yapılarak tearo olarak anılmıştır.
Euro’nun kullanımındaki artış özelikle seyahatlerde sağladığı kolaylık ve sınır ötesi ticarette yarattığı kolaylıkla doğrudan ilişkilidir. Sosyal hayatı ve serbest dolaşım ticaret bölgelerini düzene sokan, yatırım yapmayı kolaylaştıran bu sistem sayesinde AB birliği ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda devasa ekonomi sistemine sahip olan ülke ticari kalkınma potansiyelini artırmıştır. Euro, kıtasında bulunan farklı ülkelerin AB karşıtlığına ve milliyetçi popülizme rağmen itibarını ve likit değerini korumaya devam etmektedir. Avrupa Merkez Bankası tarafından Kısım ayında yapılan antlaşma esasları gereğince Euro bölgesi vatandaşlarının yüzde 74’ü ortak para birimi olarak, Euro’yu tercih etmiştir. Bu durumun AB için oldukça iyi bir durum olmasına karşın araştırmalarda %64 oranına sahip olan ülkeler, Euro ‘nun ülkeleri için ciddi fayda ve avantajları olan bir para birimi olduğunu kabul etmiştir.
Amerikan Doları nedir? Bilgilerine yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Euro’nun değer kaybına uğraması 2008 küresel finansal kriz ile zirveye çıkmıştır. Özellikle Euro bölgesinde etkili olan ekonomi sorunları Avrupa borç kriziyle başlamıştır. Yunanistan başta olmak üzere Portekiz, İrlanda, İspanya, Kıbrıs gibi ülkelerde yaşanan bu kriz sonucunda ülkeler borçlarını ödeyemeyecek duruma gelerek, çeşitli yardım kuruluşlarına başvurmayı tercih etmiştir. Euro bölgesi ve bu bölge dışında kalan diğer ülkeler Avrupa Merkez Bankası, Uluslararası Para fonu (IMF) ‘den sağladığı yardım paketleriyle ekonomilerini düzelteme yoluna gitmiştir. AB ülkelerinin ortak para birimi sistemini tehlikeye sokan bu krizle, Avrupa Merkez Bankası Başkanı tarafından Euro’nun korunması için bazı tedbir uygulamalarının yapılacağını duyurmuştur.
Kriz sonucunda ortak para birimini kullanan ülkeler çok büyük ölçüde riskler yaşamıştır. Avrupa ülkeleri için sınav niteliğinde olan krizle, çok sıkı maliye politikaları yürütülmüştür. Krizle beraber birliğin Kuzey ülkeleri ile borç yükü altında olan Güney ülkeleri arasında ekonomik olarak çok büyük farklılıklar olduğu gün yüzüne çıkarılmıştır.
Euro Amerikan dolarından serbest cari dolaşım sisteminde en çok tercih edilen ikinci en büyük rezerv paradır. Eylül 2018 yılı itibariyle dolaşımda yaklaşık olarak 1,2 trilyon Euro banknot ve madeni para değeri, dünyadaki en büyük toplam değere sahip para birimi olarak gösterilmektedir. Euro ve tarihçesi tüm IMF politikaları ve AB ‘ye üye olan Euro bölgesi ülkelerini kapsamaktadır. IMF, satın alma gücü paritesi bakımından Euro bölgesinin dünyadaki en büyük ikinci ekonomi devi olarak Euro para birimini göstermiştir.
Dolar | 34,5071 | % 0.08 |
Euro | 36,5287 | % 0.38 |
Sterlin | 43,7439 | % 0.19 |
,00 | % 0.00 | |
,00 | % 0.00 | |
Çeyrek | 5.051,00 | % 0,18 |
G. Altın | 2.939,79 | % 0,17 |
BIST 100 | % | |
% 0.00 | ||
B. Cash | ,00 | % 0.00 |
[…] Euro nedir? Tarihçesi yazısını sitemizden inceleyebilirsiniz. […]
[…] Euro nedir? Tarihçesi hakkında bilgileri inceleyebilirsiniz. […]
[…] Euro nedir? Tarihçesi bilgilerine […]